Berrak Göçer
Bir sergide eserlerin salonda konumlandıkları yerin, aralarındaki açıyla mesafenin, bir nevi negatif alanın bütünün parçası olması gibi Personel’de de hikâyeyi girilmeyen odalar, görülmeyen olaylar, kısacası telaffuz edilmeyenler ilerletiyor.
12/22 | Kitap
Görsel: Personel kapağından detay.
İngilizce tanıtımlarında “22. Yüzyıl’ın işyeri romanı” olarak nitelendirilen Personel gerçekten de her şeyden önce bir ofis hikâyesi. Ama burası Solaris’te, 2001: A Space Odyssey’de karşılaştığımız türden bir ofis – bir uzaygemisi. Gemide çalışan meslektaşlar ise Blade Runner’ı aratmayacak şekilde, insan ile insansı karışımı. Yeni Keşif gezegeninde bulunan değişik nesneler Altı Bin uzaygemisine getirildiğinde mürettebat üzerinde tuhaf etkiler yaratmaya başlıyor. Etkilerin incelenmesi için Ana Üs herkesle teker teker ve tekrar tekrar görüşmesi için gemiye bir komite atıyor. Bu görüşmelerin transkriptleri şeklinde kurulu romanın her bölümü bir tanık tutanağından oluşuyor. Tutanaklardaki diyalog hep tek taraflı, komitenin sorularını ya da yorumlarını ancak çıkarımlarla tahmin edebiliyoruz. Dahası, tanıkların kim olduğu, hatta ne olduğu sorusunun yanıtı da sadece anlattıklarından edindiğimiz ipuçlarında gizli. Tutanakların sırası karışık, bazıları atlanmış, bazılarında ise belli yerler sansürlenmiş. Personel, objektif olma iddiasındaki resmî dairelerin, tek ve somut gerçeği yansıtma iddiasındaki belgelerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini ortaya koyuyor. Yani romanın bütünü, anlatılanlar kadar anlatılmayanlardan da oluşuyor – tıpkı sergilerde eserlerin arasındaki boşluklar gibi. Bir sergide eserlerin salonda konumlandıkları yerin, aralarındaki açıyla mesafenin, bir nevi negatif alanın bütünün parçası olması gibi Personel’de de hikâyeyi girilmeyen odalar, görülmeyen olaylar, kısacası telaffuz edilmeyenler ilerletiyor. Kitabın çıkış noktası düşünüldüğünde bu özelliği yerine oturuyor: Heykeltıraş Lea Guldditte Hestelund’un, “Tüketilmiş Geleceğin Şimdiki Zaman Olarak Kusulması” adlı sergisi için Olga Ravn’dan yazmasını istediği kısa broşür, bu romana dönüşüyor.
Consumed Future Spewed Up as Present, Lea Guldditte Hestelund, 2018.
Hestelund eserlerinde tanıdık olanı yabancılaştırıyor; bu heykeller insanın bedenine ve zihnine kazınmış eski kodları uyarıyor ama aynı zamanda bildiği hiçbir şeye benzemediğinden algısıyla oynuyor. Romandaki nesneler ise karakterlerin sadece duygularına değil fiziksel hislerine de hitap ediyor – bir kokuyu, tadı, tendeki bir hissi canlandırıyor. Bu herkeste farklı etki yaratan nesneler, bulutlara yüklenen hafızalar, yemekhanede oluşan klikler, gizemli şekilde yok olup geri gelen işçiler ve elbette her hareketi gözlemleyen, aracısız erişilemeyen bir Ana Üs – Personel tüm bunlar aracılığıyla insanın işle ilişkisini sorguluyor. İşe yaklaşımımız bizi robotlaştırıyor mu, sahi robotlaşmak ne demek, insanı robottan (ya da robotu insandan) ayıran nedir, bu sorular İskandinav edebiyatına has bir dinginlikle ele alınıyor romanda. Ravn uzayda yaşayan sıra dışı nesneleri kullanarak dünyanın sıradanlaşmış uygulamalarına ayna tutuyor – gelecek, şimdiki zaman olarak sayfalara dökülüyor.
Olga Ravn, Personel, çev. Gül Çakıroğlu, Can Yayınları, 2022.
留言